29 Ocak 2023 Pazar

DELİLER KÖYÜNDE BİRGÜN...

 

Kış güneşinin insanları güzelliğiyle aldattığı güzel bir sabaha uyanmıştık o gün...

Mevsimsel bir sessizlik ve soğukluk hakimdi kentte, insanların çokta mutlu sayılamayacağı zamanlardı bu zamanlar,  herkes asık suratlarıyla gitmek mecburiyetinde olduğu işinin yolunu tutuyordu. Aynı mecburiyetlere sahip başkaları dışarının soğuğunu düşünüp yorganına daha da dört elle sarılıyordu, ama nafile... Şimdi kalkıp hazırlanmalı ve yola koyulmalıydı.

Yokuşun bir köşesinde onu bekleyen mavi dolmuşuna binip yaptığı neşeli yolculuğun ardından ulaştığı yer, bir meyve sebze halinin yaz- kış değişmeyen itici soğukluğunu andırıyordu. Erken olmayan fakat erken olan saatlerde herkes kendi işine koyulmuş tüm bezgin tavırlarla bir yerlere bir şeyler yetiştirmeye çalışıyorlardı.

Gelen adeta görmezden gelinerek selamlanıyor, çok yakına yaklaşanlar Köyün Malatyalı muhtar vekili tarafından mecburiyetten sanki gelişi bekleniyormuşçasına; "OOOOO HOŞ GELDİN" denilerek karşılanıyordu.

Köyün asıl muhtarı anasıgilin hastalığı nedeniyle yan köye gitmiş, olsa da yine pek ir şey değişmez ya neyse...

Köy bugün genel anlam itibari ile sakindi, köylüler kendi tarlasında sessiz ve sakince çapasını yapıyordu. Arada bir verilen sigara molaları hariç... O esnada minik hareketlilikler yaşanabiliyordu; Molaya kalkanın kendi kendine ortaya doğru ama etrafında bulunan köylülülere, kendi içinde yoğun anlam barındıran sözlerle laf sokuşturması gibi...

Genç delikanlılarda verilen göçlere rağmen umutlarını yitirmeden yaşlılarla beraber tarla çapalamayı öğrenmeye çalışıyor, her başarılı vuruşta mutlu oluyorlardı.

...

Asıl hareketlilik öğlen yemek molasında yaşanıyor, köylüler ortak bir tarlada toplanıp yemeklerini yanyana yedikleri sırada birbirlerine sataşmayı da ihmal etmiyor, ve herkes sataşmasını kendi bireyselinde gerçekleştiriyordu.

Yemek sonrası içilen sigara ve çay sonrası yeniden tarlalara dönülüyor, tüm ciddiyetleri ile  hafifletilen işlere devam ediliyordu.

...

Günün kalan saatlerinde köyün Malatyalı muhtar vekili ara ara kalkıp boş bakışlarıyla yan tarlaları, dikkat çekmemek adına boş ve anlamsız bakışlarıyla kontrol ediyordu. Böyle baktığında baktığının anlaşılmadığını düşündüğünden olsa gerek hep aynı bakardı.

Akşamüstü tarlasına bir göz bakmaya gelenlerde vardı tabi... salını salını diğer tarlaları geçer öyle bir - iki saat kendi tarlasına bakar, bu tarlalardan adam olmaz deyip evine giderdi.

Muhtar vekili diğer köylüleri kontrolünün ardından şiir okuyarak kendi tarlasına dönmüştü... Gitmeden etrafına son bir göz gezdirirken tarla kenarına bırakılmış ağaç fidanını gördü... Ben bunu ne yapacağım deyip tekrar aldığı yere geri koydu.

Artık toparlanma vaktiydi.

....

Gün artık akşam olmak üzere... Köy bugünlük sakin pek hareketlilik yok!

Şimdi eve gitme vakti, deliliği damarlarımıza kadar hissettiğimiz köyümüzde daha güzel günler görüşmek dileğiyle....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

NEREDESİN SEN?

  Başlığa aldanıp hasret duyulan sevgiliye yapılan bir çağrı sanmayın, değil çünkü... ... Lin ç yemeyeceksem birkaç şey söylemek, biraz da s...