16 Ekim 2022 Pazar

BİR PARÇA ALMAZ MISINIZ?

 ...

Şehir hayatına çok çabuk adapte olan ailelerin, kokusundan dolayı beğenmeyip sofralarına yakıştıramadıkları o peynir bizim kahvaltı soframızın olmazsa olmazıydı… Çünkü biz şehre yerleşmiş ancak geçmişinden yaşanmışlıklarından kopmamış, aslında kopamamış bir aileydik.

Babam çok uzunca bir zaman yani askere gidene kadar çobanlık yaptığı için bizim evde; köy ve yayla hayatına dair olan her şeyin özel bir yeri vardı. Şimdilerde gramına sırf doğal diye birazdan fazla para verilen ürünlerin eksiğini hiç hissetmedik, hissettirilmedi çünkü...

 Hiç, “ya şu olsaydı da yeseydik keşke” dememize müsaade edilmedi…  Bir iki farklı çeşidi bulunan o peynirden bizim evde hep çok miktarda olurdu. Dedim ya; tat olarak eksikliğini hiç hissetmedik…

Sanırım o dönem için çokta severek tükettiğim bir şey değildi, ama babam ısrarla sağlıklı ve daha kaliteli olduğuna dair tam olan inancı nedeniyle hep ve en fazla olan haliyle o peynirden alırdı.

Ve istinasız olarak Babamın da dahil olduğu kahvaltı soframızda, hep o meşhur cümle; “ bu çok lezzetli gızım, peynirin en kalitelisi bu…” yemeye de özendirme amaçlı olsun diye, iştahlı bir şekilde önce kendi bir parça alır ve ondan sonra hafif dolu bir ağız ve birazda ciddi bir surat ifadesiyle söylerdi bunu… Ayrıca yine kalitesinden ötürü peynirlerin, “en pahalısı”ydı.

Bu birçok çocuk için bunun pek bir kıymeti yoktu, ben ucuz ve özellikle Babamın “suni” diye tabir ettiği o kutu peynirlerden yemek istiyordum.

Altı üstü bir peynir dediğinizi duyar gibiyim,  o sadece bir peynir değil, aynı zamanda büyük küçük hepimizin hatırası ve birazda travmasıydı.

Mesela; Büyük ablamın okul arkadaşı onu, o tatla hatırlıyor, ilkokul çantam benim için o peynirin kokusu demek!  

O bizim kahvaltı soframızın olmazsa olmazıydı, hatta bazen tek olanıydı.

“Sağlıklı” ve “Kaliteli” olması açısından da büyük önem arz eden o peynir, şimdilerde doğal yaşama dönüş furyasıyla birlikte herkesin evinde var olan, ancak seneler öncesinde pek çok kimselerin kıymetini bilmediği belki de kokusundan ötürü burun kıvırıp örselediği, o meşhur lezzet, tulum peyniriydi…

Kıymeti geç bilinen; o, damakta bir parça tatlı ekişi tat bırakan peynirle damakların arasına bu defa da artan fiyatı girdi.

Hayat pahalılığı, gözleri ışıltılı bakan deyip buradan siyasete girmeyeceğim tabi ki de…

Bu arada belirtmek isterim ki; taze çay ve ekmekle muhteşem bir üçlü oluyorlar… Bir parça almaz mısınız?

...

Bu defa afiyetle kalın...

NEREDESİN SEN?

  Başlığa aldanıp hasret duyulan sevgiliye yapılan bir çağrı sanmayın, değil çünkü... ... Lin ç yemeyeceksem birkaç şey söylemek, biraz da s...